20.08.2012

Ege Sefasi (iftar yemegi)

Ramazan`in son gunlerinde arkadaslarla iftar yemegi icin Ege Sefa`sina gitmistik. Her birimiz icin de bu mekanda ilk bulunusumuzdu. Mekan cok guzel dekore edilmis, konum olarakta guzel bir yerde. Normal zamanlarda asindan da anlasilacagi uzere Ege havalari estirmeye amacli mekanda guzel yunan muzikleri calindigini soyleyebilirim. Tabi iftar sebebiyle bu cok uzun surmedi. Orucun acilmasi ve corbalarin yudumlanmasini muteakip fasil gurubu sazi eline aldi.
Menude yer alanlari degerlendirecek olursak, corba icin idare eder diyebiliriz. Bilmiyorum belki de o kadar ac olmasam hic icmeyebilirdim. Onumuze konulan iftariyelik cok ama cok zayifti. Hic kimsenin tenezul etmeyecegi kadar kalitesiz gorunumlu hurma muhtemelen ya cope gidiyor ya da bir kurtaricinin kendilerini yemelerini bekliyor. Salata icin ise gercekten guzeldi diyebilirim. Devaminda gelen sigara borekleri ve patates kizartmasi ise olabilecegi kadar iyi. Asil bomba ise ana yemekte patliyor. Secmeli olarak tsvuk ya da kirmizi et secmeli olarak lanse edilen yemek icin garsona secimlerimizi sorup sormayacagini sordugumuzda tabakta ikisine de yer verilecegini ogreniyoruz. Neyse ki gelenler kotu degil, idare eder. Ayran isteyen arkadasimiza istegi bardakta sunuldu (hala boyle seyler yapanlar var demek ki) sukur biz kola isteyenler sansliydik. Son olarak tatlidan bahsedecek olursak tam bir felaketti. Cok zorlama bir tane yiyebildim. Tam olarak ne tatlisi oldugunu da anlayamadigim serbetligillerden birseydi.
Tum bunlar icin odedegimiz 24 TL az gibi gorunse de soyle tatlisi tuzlusu guzel, gercekten secim hakkinizin oldugu bir yemege 40 TL vermekle bence daha ucuz bir hizmet almis sayilirsiniz. En guzel notu mekan dekorasyonuna ve temizligine verebilirim.
Az daha unutuyordum, gecenin en kotu surprizi ise cok uzun suren aclik ve susuzlugunuzu gidermeye calisirken fasil grubunun masa masa dolasarak para toplamaya calismasi. Iftar yemeginde bari yapmayin diyesi geliyor insanin..

12.08.2012

Ramada Plaza (iftar yemegi)


Normal zamanda cok iyi olarak nitelendirdigimiz bir cok mekan Ramazan ayinin kalabaligi ve her masaya ayni dakikalarda servisi beceremediginden kalite anlaminda buyuk dusus yasar. O nedenle iftar saatini iple cekerken bile cogu zaman kendi evimde olmayi tercih ederim. Fakat tabii ki bu isi kotaran yerler de yok degil. Misal dun aksam Ramada Plaza Otel`de iftar yemegine gittik.
Bir defa hersey dahil otellerdeki gibi bir acik bufe alani kuran Ramada Plaza insanlara ayni anda duzgun servis problemini ortadan kaldirmis. Mekan gorevlileri yalnizca corba servisini yapiyor. Geri kalan herseyi siz gidip kendiniz aliyorsunuz. Burada da akla uzun kuyruklar olusur mu acaba geliyor. Guzel bir servis alani ile boyle bir problemin de onune gecilmis.
Gelelim yemeklerin degerlendirmesine. Corbamiz ezogelindi ve cok basarili idi. Olan herseyden yemem mumkun degildi fakat tattiklarimdan bahsedersem yaprak sarmaya bayildim. Tavuk sis ve dana sote cok guzeldi. Humusa bayilirim, hatta bu sitede kendi yaptigimiz humus tarifini belki de okumussunuzdur fakat humusu begenmedim. Ayni sekilde hindi fumede sinifta kaldi. Biber dolmasi yine cok guzel bir ic ile hazirlanmisti. Yogurtlu mantar guzeldi. Arnavut cigeri cok iyi bir baslangic oldu. Midemde yer kalsa daha fazla yiyebilirdim. Genelde cok tercih etmedigim serbeti ise basarili buldum. Salatalar da guzeldi.
Gelelim tatlilara. Bir tatli duskunu olan ben olan her tatlinin tadina baktim. Degerlendirecek olursam; cheesecake`i andiran kupler seklinde olan tatliya bayildim. Baklava ve sobiyet fena sayilmazdi. Kadayif sinifta kalirken, visneli revani guzel biur deneme olmus. Sekerpare cok cok iyi idi. Gullac vasat sayilirdi. Ozellikle yapraklar biraz kalindi.
Acik havada planlanan iftar yemegimiz yagmurun azizligine ugrayarak iceride oldu. Zaten ust duzey bir otel olan Ramada`nin dekorasyonu, sandalye masadan tutun da kullandiginiz catal bicaga kadar olan genel kalite anlayisi ve temizligi, calisanlarin musteri ile iliskileri cok iyi idi. Ayni yerde hafta sonlar kahvalti keyfinin de yasanabilecegini soylememk isterim. Ozellikle bahce tarafinda kahvaltinin cok keyifli olabilecegini dusunuyorum.

26.04.2012

konuşu-yorum: Pekmezdeki Tehlike!

2.5 yaşındaki oğlumuza uzun bir süreden beridir hemen hemen her gün bir kaç tatlı kaşığı pekmez yediriyoruz. Böyle davranmakla da  sağlık adına çok doğru bir hareket yaptığımızı düşünüyorduk. Ta ki geçenlerde Ntvmsnbc’nin sağlık köşesinde okuduğum bir yazıya kadar.
Yazının can alıcı noktasından bahsedecek olursam pekmez içerisinde bulunan bir kanserojen maddeden bahsediyor. Bu maddenin kısa adı (uzununu araştırmadım) HMF ve ısı ile miktarı artan bir madde. Yazıda yapılan vurgu da pekmez yapılış aşamasında çok yüksek ısılarda kaynatılırsa bu maddenin kanserojen etki yapabilecek miktarlarda açığa çıktığı. Bu nedenle pekmez çok düşük ısılarda uzun süre kaynatılarak yapılmalı imiş. Ve bu yazıyı hazırlayanlara bir özel teşekkürümü de pekmezin saklama koşullarına ilişkin cahilliğimi giderdikleri için etmek isterim. Biz pekmez kavanozunu mutfak dolabında oda sıcaklığı koşullarında saklıyorduk. Oysa pekmez buzdolabında, serin ortamda muhafaza edilmeliymiş. Nedeni ise yine aynı, HMF maddesinin zamanla miktarının yükselmemesi için.
Açık söylemek gerekirse bu bilgileri edindikten sonra endişeye kapıldım ve çocuğun biten pekmezini yenilemeyi bile geciktirdim. Sonra da bir gün bir hipermarkette farklı pekmez markalarının üzerlerinde bu konuya ilişkin bir göz attım.
Tümünde Türk Gıda Kodeksine uygundur yazıyor ama Türk Gıda Kodeksinin bu konudaki standardı nedir bilemediğimden bu bilgi çok da bir şey ifade etmiyor. Bir kere en azından mevcut HMF değerleri kavanoz üzerinde neden yazmıyor bunu anlamak mümkün değil. Açıkçası helva konusundaki geçmiş ve ismini de düşünecek olursak kafamdaki “en olur” marka Koska idi ve şu ana kadar da hep onu kullandık. Fakat Koska’nın üzerinde kaynatma usulüne ilişkin de bir bilgi yoktu. Diğer markalar olan Uzungil ve Seğmen’de de böyle bir bilgiye rastlayamadım. Tam o sırada Tariş pekmezin fiyatının diğerlerinin 2 katı olduğunu gördüm ve acaba diyerek hemen kavanoz üzerindeki yazıları taramaya başladım. Hatırladığım kadarıyla üzerinde “Yöresel usullere göre buhar altında kaynatılmıştır. Zamanla HMF değeri yükselebilir. Buzdolabında saklayınız.” yazıyordu. Açıkçası hala emin değilim fakat daha uzun sürede kaynatıyorsa daha az üretir, daha az üretirse daha pahalıya satmak zorunda kalır mantığından ve üzerinde yazan ifadelerden dolayı biraz rahatladım. Sakın yanlış anlaşılmasın burada herhangi bir markayı ön plana çıkartmak istemiyorum. Sadece bu konudaki endişemi sizinle paylaşmak ve belki ilgili birileri de bu yazıyı okurlarsa doğrudan sağlığımızı tehdit edebilecek bu konuda bir düzenleme yapmalarını tetiklemek istiyorum. Hatta pekmez firmalarından bu konuda bir bilgilendirme, misal Koska ben de pekmezimi yaparken düşük ısı altında kaynatıyorum diyorsa kavanozuna bu bilgiyi eklemesi gibi bizleri bilgilendirecek ve rahatlatacak durumlara yol açmak isterim.